Mahreç

Bana ilçemizde en ucuz nedir diye sorsalar; hiç tereddüt etmeden insan emeği derim.

Mahreç

Bana ilçemizde en ucuz nedir diye sorsalar; hiç tereddüt etmeden insan emeği derim.
Nasıl ucuz olmasın..
Dinlersin, yazarsın, çizersin.. Emeğin intihal edilir. Haber, fotoğraf ve görüntülerin yayın organları tarafından “mahreçsiz” yani “çıkış yeri”, başka bir deyişle “kaynağı” gösterilmeden alınan eserler, dilenildiği gibi kullanılır hiçbir şekilde gazetenin ya da gazete çalışanının adı belirtilmeye yanaşılmaz, tenezzül edilmez.
Sonuç: İnsan emeği çalınır
Sonra da kamuoyu kalkar;
“Gazeteciler Kopyala-Yapıştırcı” der.
Nasıl demesin…
Günümüzde ya da ilçemizde yayın organları genellikle, önemli ölçüde başka kaynaklardan toplanmış haberleri yayınlandıkları izlenimi vermek istemezler. Haber, fotoğraf ve görüntülerin “kendi eserleri” olduğu izlenimi yaratmaya çalışırlar. Bu nedenle de mahreç kullanmaktan kaçınırlar.
Birinin özel ya da emek verdiği haberini, diğeri özetleyerek “sanki kendi haberiymiş” gibi yayınlar. Birinin fotoğrafını ya da karikatürünü diğeri izin almadan ve kaynak göstermeden “hiç çekinmeden” yayınlar. Birinin video görüntüsü, diğerinin ya da diğerlerinin haber malzemesi olur, tekrar tekrar yayınlanır. İnternet haber sitesinde yayınlanan “özel haber”, ertesi gün bütün site ve gazetelerde aynı şekilde yer alır.
Ve bütün bunlar olurken, ilk yayınlayanın kim olduğu, eser sahibi ve yayıncının adı duyurulmaz, havada kalır.
Durum böyle olunca, kişi haber esnasında bulunupta, bunu yazıya dökemeyince, tabir-i caizse takla bile attıramayınca, bir de her organda aynı kelime, aynı cümle ve aynı düşünce, okuyucu açısından pek de hoş olmayan bir algı ortaya çıkarır.
Bu da o gazetenin “özel” ya da “diğerlerinden farklı” ya da “okunmaya değer” gibi niteliklerini erozyona uğratır.
Ama her kişinin düşüncesi aynı olamaz…Herkes habere aynı yorumu katamaz..Mahrem görüntülendiğinde kalkıpta hiçbir kamuoyu da Kopyala-Yapıştırcı diyemez…
4. yılının içerisinde bulunduğum ve öğrendiğim kadarıyla şunu da paylaşmak isterim ki; Habercilik mesleğinde “doğruluk” ve “gerçeklik” arayan kamuoyu, o haber ya da görüntünün kaynağının da “dürüst” ve “güvenilir” bir şekilde “açıkça” ifade edilmesinden memnuniyet duyar.
Doğru, geçerli ve eksiksiz bilgi edinme hakkı, haber ya da görüntülerin kaynaklarını da öğrenmeyi içerir. Böylece kamuoyu, o yayın organının ne kadar “özel” haber ya da görüntü ile yayınlandığını anlayabilme hakkına da sahip olur.
Dolayısıyla “masa başı” yayıncılık ile “özel” yayıncılık uygulamaları birbirinden ayrılır. Hangi gazetelerin ne kadar özel ya da özgün habercilik anlayışlarına sahip oldukları, hangilerinin “kopyala-yapıştır” ya da “kolaycılık” anlayışları ile yayınlandıkları ortaya çıkar.
Haddime düşmeden belirtmek isterim ki bunu önce gazeteciler olarak kendi içimizde hal yol edelim ki, adımızı ‘Kolaycılık’ kavramının içinden söküp alalım.
İNTİHAL NEDİR?
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “intihal”, “aşırma” anlamının dışında, “Bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş ya da düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu nedenle intihal, bir tür “sahtekârlık” ya da “hırsızlık” sayılmaktadır.
Muhabbetle...

Güncelleme Tarihi: 11 Nisan 2012, 09:01
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER