Hakverdi Altuğ'a mektup Var!...

Adı Gölbaşı'nda Ak Parti'nin adayı olarak geçen Şereflikoçhisar Belediye Başkanı Hakverdi Altuğ'a hemşerileri öyle bir mektup yazdı.

Hakverdi Altuğ'a mektup Var!...
 
Adı Gölbaşı'nda Ak Parti'nin adayı olarak geçen 
Şereflikoçhisar Belediye Başkanı Hakverdi Altuğ'a hemşerileri öyle bir mektup yazdı. Şereflikoçhisar Çengel gazetesi'nin yaptığı haberin ardından gazeteye gönderilen bir mektup dikkat çekti. 

Gölbaşı'ndan Aday Adaylığına hazırlanan Altuğ'a gelen mektubu aynen yayınlıyoruz.

İşte çengel gazetesinde çıkan haber;


Gazetemizin 1 Ağustos 2013 tarihli nüshasında 1. sayfada yer alan; "Hakverdi Altuğ Gölbaşı Belediye Başkanlığına mı aday olacak?" başlıklı haber üzerine, ertesi gün postadan bir mektup geldi. 


Ankara/Ulus postanesinden atılan mektubun başlangıç cümlesinde şöyle deniliyor: Son zamanlarda Belediye Başkanı Hakverdi Altuğ'un Gölbaşı'ndan aday adaylığı kulislerde dolaşırken, Şereflikoçhisar'da Ak Parti'den de adayım, demeye başladı. 

Ve mektup sahibi bu girişten sonra soruyor: Hangi yaptığın icraatla adaysın? Bu milletten oy isterken diyebilecek misin yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır diye? 5 yılda ne yaptın ki İlçeye bir beş yıl daha isteyeceksin? 

Anlaşılan mektubun sahibi AKP'ye yakın biri olmalı ki; iktidar aracılığıyla gelen hizmetlere değinmeden geçemiyor ve şöyle devam ediyor: Ben senin Belediye Başkanı olarak yaptığın icraatları soruyorum; hükümetin yaptığı barajı, içme suyu arıtma ve sulama tesisini, hastaneyi değil. 

Ali Babacan ve Cemil Çiçek'in katkılarıyla İlçemize gelen üniversiteyi sormuyorum. Hakverdi Altuğ olarak İlçeye yaptıklarını soruyorum. İstersen ben söyleyeyim; 5 yılda sadece kaldırım yaptın, bir de dolmuş durağına yapılmakta olan Hakverdi Baba Türbesi var, onun dışında gözle görünür, elle tutulur hiçbir şey yok. 

Mektubun bu bölümünde ifade sertleşiyor: Biraz vicdan sahibi insan Allah'tan korkar, aynı zamanda kuldan utanır. Bu mübarek Ramazan ayında 2 gündür mahallede sular akmıyor. Bu sular akmayan kapıya bana destek verin diye nasıl gideceksin? Demezler mi sana; geçti borun pazarı sür eşeği Niğde'ye, diye.

Mektupta Altuğ'un reklama düşkünlüğüne de özel bir paragraf açılmış: Çok bir icraat yapmış gibi her ay dergi çıkarıyorsun. Yazık değil mi bu dergiye ödenen paralara. Ağzını açtığında garip gureba tüyü bitmemiş yetimin hakkı diyorsun. Sadece kendi reklamını yapmak için garip gurebanın hakkını çarçur etmeye değer mi? Bu paralarla en azından çöp konteynırları yaptırsan da akşamdan sabaha kadar çöp konteynırları yer değiştirmese oradan alınıp oraya konulmasa olmaz mı? 

Mektupta doğalgaza da değiniliyor: Doğalgaz aboneliği için boy boy reklamlar veriyorsun. İyi güzel takdir ediyorum işin doğrusu ama bir yere kadar takdir ediyorum. 8 bin abone bulmak için yapılan reklamlarda da kendini ön plana çıkarıyorsun. Zaten bütün billboardlarda bol bol senin resmin var. Millet ne tarafa başını çevirse seni görmekten gına geldi. Keşke doğalgaz abonesini tamamlamak için verilen reklamlarda senin resmin yerine Tuz Gölü amblemi ya da doğalgaz demek fabrika demektir, diye fabrika resmi konabilirdi. 

Seni sevenlerden çok sevmeyenler var. Bu yüzden doğalgaza kendi reklamını yapıyor diye abone olmayan insanlar var. İnşallah 8 bin abone tamamlanır. Allah göstermesin eğer tamamlanmaz ise sırf kendi egonu tatmin etmek için İlçeyi doğalgazdan mahrum edeceksin... 

E-90'a ve esnafların durumuna da değinen mektubun son satırları ise şöyle: Hani esnaflar geçen araçlardan daha iyi faydalanacaktı? Su akıp Türk bakmayacaktı? Esnafımız eski günlerini arar oldu. Esnafla ana yol arasına kaldırım taşlarıyla sınır çekildi, o da yetmezmiş gibi demir bariyerlerle Berlin duvarı gibi ikiye bölündü. Hakverdi bey lafla peynir gemisi yürümez. Bu İlçenin bir 5 yıl daha kaybetme lüksü yoktur. 

Mektuptaki görüşlere katılır ya da katılmazsınız ama gerçeklik payı az değil. Ne var ki; yazan kimliğini gizleyince eleştirinin bir anlamı kalmıyor.! 

Güncelleme Tarihi: 27 Ağustos 2013, 15:16
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER