Başkent'in gezi dosyası

Aslında doğa sporları için çok da uzağa gitmenize gerek yok… Yaşadığınız kent Başkent’te saklı kalmış, birçok kişinin adını bile duymadığı hatta hiç gitmediği çok sayıda doğal güzellik olduğunu biliyor musunuz?

Başkent'in gezi dosyası

  Birçoğu Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilen, çevre düzenlemesi yapılan, ahşap köy konakları ile donatılan, otobüs seferleriyle de ulaşabileceğiniz doğal güzellikler Ankaralıları bekliyor. Tek yapmanız gereken çantanızı alıp, aileniz ya da arkadaşlarınızla buraları keşfe çıkmak... Trekking yapmak, balık tutmak, bisiklet sürmek, yürüyüş ve piknik yapmak, hiç bilinmeyen tarihi mekanları görmek bir saat uzaklıkta bile değil…

 

DOĞA HARİKASI KARAGÖL

          Adı gibi kara bir göl Karagöl… Çubuk’ta bir krater gölü olan Karagöl, Ankara merkeze 74 km uzaklıkta. Çam ağaçları ve dağ kavağı ormanlarıyla çevrili göl, 22 hektarlık bir alanda ve 50 çeşit bitki türünü barındırıyor.

          Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen Karagöl’ü ilk keşfedenlerden biri de 1935 yılında Başbakan İsmet İnönü ile ilçeyi gezen Atatürk… Öyle ki havası ve suyunun güzelliğinden etkilendiği için bölgede bir Verem hastanesi kurulmasını da istemiş Atatürk…

           Karagöl yaz aylarında olduğu kadar kış aylarında da temiz havada piknik yapanların da uğrak yeri olmaya başlamış… Donan göl manzarası eşliğinde keyifli sohbetler ve yürüyüşler yapmak için de görülmeye değer bir yer Karagöl…

          Çocuklar için oyun parkı, 5 bin 158 metrekarelik otopark alanı, bay-bayan ve engelli tuvaletleri, mescit ile çim futbol sahası da bulunan Karagöl’de 120 adet de piknik masası yer alıyor.

 

BALIK İÇİN KIZILCA GÖLETİ

           Belki de adını bile duymadınız Kızılca Göleti’nin… Ankara'nın Çubuk ilçesine bağlı ve Başkent merkeze yaklaşık 35 km uzaklıktaki doğa harikası Kızılca Göleti, eşsiz manzarasıyla huzur bulabileceğiniz bir mekan… Adını 1463 yılı öncesi iskan görmüş Kızılca Köyü’nden alan gölet’e 470 ve 486 numaralı EGO otobüsleriyle ulaşmak mümkün…

           Ortakuyu deresi ve yağışlarla beslenen gölet, demir oksit içerikli toprağı nedeniyle kırmızı renge bürünüyor. Bir rivayete göre de (şehir efsanesi), 1402 yılında Ankara Savaşı’nın geçtiği yer ve akan kanlardan dolayı toprağın kırmızı olduğu söyleniyor.

            Açık gökyüzü altında göl keyfi sürmek isteyenler kadar sakin bir ortamda balık avlamak isteyenler için de ideal bir mekan…

 

KAR KEYFİ VE KAYAK İÇİN EN YAKIN YER: ELMADAĞ

            Sadece 50 dakikada ulaşabileceğiniz bir başka yerin adı ise Elmadağ… Ankara’ya 39 km uzaklıktaki Elmadağ, Başkentlilerin kayak merkezi.

            Kış aylarında hafta sonlarında özellikle de okullar tatil olduğunda öğrencilerin uğrak yeri olan merkez kayak yapanlarla dolup taşıyor. Üniversite kamplarının yanı sıra mevcut otelleriyle de çevre şehirlerden gelenleri de ağırlayan Elmadağ’da kızakla kaymak da ayrı bir keyif… Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Tatlıca Mahallesi’nde 2017 yılında yaptığı park da görülmeye değer…

 

KIZILCAHAMAM TARİH KOKUYOR

             Termal sularıyla ünlü Kızılcahamam ise Başkent’in turistik merkezlerinden biri… Ancak sadece termal otelleriyle değil Bizans döneminden kalan kaya kiliseleriyle de son yıllarda tarihe ışık tutuyor ilçe… Adeta tarih kokan Kızılcahamam’a 17 km uzaklıktaki Mahkemeağcin Köyü’ndeki “Alicin Manastırı” ve kaya kiliseleri M.S 7-8. yüzyıla ait.

             Dünyada nesli tükenmekte olan endemik türlerden “Kara Akbaba”nın da yaşadığı ilçede çok da bilinmeyen bir de göç yolu var… Her yıl Mayıs-Haziran aylarında Balıkçıl kuşların yumurtladığı ve göç yolu üzerinde bulunan ilçe, peribacalarıyla da dikkat çekiyor…Doğa, tarih ve jeoloji cenneti olan Kızılcahamam, Soğuk Su Milli Parkı ve ormanlık alanlarıyla da keşfedilmeyi bekliyor….

 

VE BİR BAŞKA CENNET: GÜDÜL

              Kirmir Çayı Vadisi boyunca uzanan İnözü mevkiinde yer alan mağaralarıyla görsel bir şölene şahit olabileceğiniz bir başka yer de Güdül. Ankara’ya 106 km uzaklıktaki ilçe Beypazarı ve Ayaş’a da komşu.            

              Hitit uygarlığının izlerini taşıyan ve yaklaşık 850 yıllık ilçeden çıkan taş ve çanaklardaki hayvan şekillerinden ve toprak küplerden bu bölgenin Bizans İmparatorluğu döneminde de aktif bir yerleşim alanı olarak kullanıldığı anlaşılıyor.

               Samutbaba ve Kasım Baba Türbesi’nin yer aldığı Güdül, son yıllarda bağcılık ve sofralık üzümleriyle de tanınıyor. İlçenin Kiraz Festivali’ne ise turistlerin ilgisi her geçen yıl daha da artıyor.

Güncelleme Tarihi: 09 Şubat 2018, 14:57
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER